Connect with us

“Senso bir sensör firması değil, ileri düzey bir mühendislik firmasıdır”

Yayın tarihi:

-

ICCI 2019 etkinliğinde Senso Mühendislik firmasının kurucu ortağı İhsan Engin Bal’la bir söyleşi gerçekleştirdik. İhsan Bey, firma olarak sundukları yapısal izleme teknolojisi ve bunun sağladığı yararlar hakkında ayrıntılı açıklamalarda bulundu.

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

İsmim İhsan Engin Bal. İnşaat mühendisiyim. Uzmanlık alanım yapılarda titreşimler; rüzgâr, deprem ve trafik. Şu anda Hollanda’da, Hanze Uygulamalı Bilimler Üniversitesi’nde Profesör olarak görev yapıyorum ve bir araştırma ekibinin yöneticisiyim. Türkiye’de bulunan Senso Mühendislik firmasının da kurucu ortağıyım. Şu anda da onlara danışmanlık yapıyorum.

Senso firmasının rüzgâr türbinlerinde sürekli yapısal izlemeye yönelik teknolojilerinden bahseder misiniz?

Bu teknolojiler daha çok yaşlanmış türbinlere yöneliktir. Yaşlanmadan kastımız, 5 yılını geçmiş, 10 yılına yaklaşmış veya geçmiş türbinlerdir. Ne kadar kontrol edilirse edilsin, özellikle temellerde, temel birleşimlerinde birtakım problemler olabiliyor. Bu problemler, yıllar geçtikçe daha fazla açığa çıkıyor, kendisini daha fazla belli ediyor. Ancak, diğer bütün yapılarda olduğu gibi rüzgâr türbinlerinde de yapı önceden birtakım sinyaller veriyor.

Senso, bir sensör firması değil, ileri düzey bir mühendislik firmasıdır. Senso’nun yaptığı iş, türbinden gelen sinyalleri, problem olduğuna dair verileri doğru şekilde toplamak, bunları mühendislik hesaplarına çevirip analiz etmek ve günün sonunda türbinin daha verimli çalışmasını sağlamaktır. 

Bu teknolojiler işletmeciye ne gibi yararlar sağlayacaktır?

Rüzgâr türbinleri için konuşursak, eğer bir türbinde problem varsa, bu problem de birtakım garantilerin kapsamı içindeyse, o zaman bizim işletmeci için yapacağımız çok da fazla bir şey yok. Çünkü zaten belli bir garanti var ve problem o garanti kapsamında değerlendirilecektir. Ancak, gerçek hayatta durum tam olarak böyle değil. İşletmeciler bazen bu garanti sınırlarının dışına çıkmayı tercih ediyorlar. Bu durumdan kaynaklı olarak ortaya çıkan problemler olabilir. Veya türbin üreticisinin sorumluluğunda olmayan, temel gibi -ki en problemli kısım da bu- etkenlerden kaynaklı problemler olabilir. Bu durumda gri alanlar oluşuyor. Biz bu gri alanlardaki problemlerde üçüncü parti olarak çözüm sunabiliyoruz. Bizim getireceğimiz avantaj şu olur: Böyle bir gri alan oluştuğu zaman, işletmeciyle üretici arasında, türbinin durdurulması, güvenlik sakıncaları, türbinin tam kapasite değil de yarım kapasite çalıştırılması gibi durumlar ortaya çıkıyor. Bu durumlarda biz, o aradaki gri bölgedeki problemleri tespit edip, iki tarafın da ikna olacağı bir çözüme ulaştırıp, tekrar tam kapasiteye çıkmasını ya da durmuşsa tekrar faaliyete geçmesini sağlıyoruz. Tabii burada yapısal problemlerden bahsediyoruz, bütün problemlerden değil. Bizim yaptığımız iş sonuç olarak gelir kaybının önüne geçilmesini sağlıyor. 

Türkiye’de bu teknolojinin uygulandığı projelerden örnekler verebilir misiniz?

Evet, Türkiye’de bu teknolojinin uygulandığı projeler var ancak isim veremiyoruz tabi. İzleme yaptığımız projeler var. Yani problem olmasından şüphelenip ilave sensör yerleştirdiğimiz yaklaşık 8 yaşında olan, bir de problem olup, önce veri toplayıp teşhis yaptığımız, sonra da güçlendirme projelerini yapıp halen izlemekte olduğumuz 10 yaşında RES’ler var. Sınırlı olmakla birlikte Türkiye’de yaptığımız ve halen takip ettiğimiz uygulamalar var.

Peki, RES’ler dışında bu teknolojilerin kullanıldığı projeler var mı?

Genel olarak bizim yaptığımız yapılardaki titreşimleri ölçmek ve yapılardaki problemleri, titreşimlerin değişimlerine, aralıklarına bakarak anlamlandırıp yapıyla ilgili yorumlarda bulunmak ve bir problem varsa tespit etmek, problemin detaylarını bulmak ve en sonunda da çözüm üretmek. Bunun için titreşim mühendisliği yapıyoruz. Bu deprem olabilir, örneğin Avrasya Tüneli, Marmaray’ın bazı istasyonları ve bazı tarihi yapılarda depremle tetiklenen verileri topladık, topluyoruz. Yine bazı tünel yapılarında trafik, fan sistemleri, bunlardan gelen verileri topladık. Rüzgâr türbinlerinde de rüzgâr kaynaklı titreşimleri topluyoruz. Genel itibariyle yapılar ve titreşim Senso firmasının uzmanlık alanı.

Uyguladığınız yöntemlerin dünyada örnekleri var mı?

Uyguladığımız yöntemlerin dünyada benzer örnekleri var. Özellikle Kuzey Avrupa bu konuda çok ileri. Biz titreşimleri izliyoruz ve tespit ediyoruz. Hollanda ve Danimarka gibi Kuzey Avrupa ülkelerinde verimlilik yani yapılan yatırımdan maksimum verimliliği elde etmek çok önemli olduğu için bu konular oralarda daha fazla önem görüyor. Bunun bir sebebi farkındalık, bir sebebi de oralardaki türbin stokunun daha yaşlı olması. Bizde hem türbin stokunun daha genç olması hem de farkındalığın tam olarak oturmamış olması sebebiyle biz biraz daha geriden takip ediyoruz bu konularda. Biz tabii bu verimlilik meselesinin sadece bir parçasıyız, başka bir sürü parçası vardır bu konunun. Ancak yapısal önleyici bakım ve verimliliğin arttırılması anlamında özellikle Kuzey Avrupa’da çok ciddi ve standartlaşmış uygulamaları var.

Bu teknolojiyi geliştirirken bir Ar-Ge desteği aldınız mı?

Aldık, esasen biz 2012 yılında uluslararası bir iş planı yarışmasına rüzgâr türbinlerinde yapısal izleme yapmak ve böylece verimliliği artırmak konulu bir projeyle başvurmuştuk. Amerika’daki MIT’nin Türkiye’de organize ettiği bir organizasyondu. O yarışmada derece ve bir para ödülü kazandık. Bununla da İTÜ Teknokent’te bir Ar-Ge firması kurduk. Başlangıçta da Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan bir Ar-Ge yatırımı aldık. Bununla da bazı küçük deneyler yapıp türbin kanatları için algoritmalar geliştirdik. Böyle bir Ar-Ge desteğiyle başladık çalışmalarımıza. Kurucu ekibimizden Sukan Külekçi ve Suzan Batu ile proje geliştirme ve sektör talepleri, ulusal ve uluslararası düzeyde yürütülmektedir.

Ürünlerinizin iş güvenliği açısından bir kullanım sahası var mı?

Ürünlerimizin iş güvenliği sahasında bir uygulama alanı var. Eğer türbinlerdeki yapısal problemler belli kritik seviyeleri aşarsa, istenmeyen problemler ortaya çıkabilir. Bunlar; kanatların istendiği gibi çalışmaması, yalpa yapması, gövdeye çarpması şeklinde olabileceği gibi, türbinin toptan göçmesi de olabilir. Yurt dışında türbin sahalarında, iş gücünün pahalı olmasından dolayı çok fazla insan bulunmuyor. Her şey daha otomatize edilmiş şekilde orada. Ancak Türkiye’de sahalarda insan bulunuyor genelde. Dolayısıyla sürekli olarak sahada bulunan insanların veya servis elemanlarının can güvenliği açısından önemli bir durum bu. Göçme aşamasına yani can ve iş güvenliğini tehdit edecek aşamaya gelene kadar yapı pek çok sinyal verir aslında. Bu sinyaller toplanıp değerlendirilebilirse, kötü sonuçların önüne geçilebilir.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Bizim hedef kitlemiz anlamında da birkaç bir şey söylemek istiyorum. Bizim teknolojilerimizin fayda sağlayacağı kullanıcılar ya yatırımcı ve işletmeciler veya servis firmaları olabilir. İşletmecinin yapısal anlamda gri alanlardaki problemlerini çözdüğümüz ve verimliliği arttırdığımız için işletmeciler hedef kitlemiz. Bunun yanında, servis hizmeti veren firmalara da katma değer sağlayabiliriz. Bizim yaptığımız iş türbinin yapısal durumu ile alakalı olduğundan, servis firmalarının kapsamları veya görevleri içerisine zaten girmiyor, sadece onların verdiği hizmete bir katma değer ekleyebilir. Servis firmaları, bizimle çözüm ortaklığı kurmak suretiyle ve sadece servis süreleri içerisinde yapısal problemlerin ortaya çıkması durumunda, müşterilerine bu ilave hizmeti de sunabilirler.   

Türkiye'nin alanında en özel yayınlara sahip medya grubu MONETA'nın sektörel dergi ve portallarının yönetimine katkıda bulunmaktayım. MONETA bünyesinde yeni nesil yayıncılık anlayışıyla içerik yönetimini geliştirmeye devam ediyoruz.

Genel

ICCI Fuarı’nda enerji sektörüne yenilenebilir enerji müjdesi

Yayın tarihi:

-

Yazar

ICCI Uluslararası Enerji ve Çevre Fuar ve Konferansı’nın açılışını gerçekleştiren TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Sözcüsü Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, yenilenebilir enerji ile ilgili müjde verdi.  Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, “Komisyonumuz ve hükumetimiz yenilenebilir enerji alanında ülkemizin ve sektörün önünü açacak, ülkemizi güçlendirecek adımları atmaya devam ediyor. Maden ve enerji kanunlarında değişiklikleri kapsayan kanun teklifimiz komisyondan geçti ve genel kurulda görüşmelere başlanacak. Meclisimizin onayıyla teklifimiz yasalaşacak ve bu sayede enerji sektörümüzün önünü açmış olacağız” dedi.

T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve EPDK’nın desteği ile TG Expo tarafından gerçekleştirilen ICCI – Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı’nın açılışı Türkiye Büyük Millet Meclisi Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi Ve Teknoloji Komisyonu Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, İstanbul Sanayi Odası Enerji Grup Başkanı Rıdvan Mertöz, KOJENTÜRK Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Aydın, ENSİA – Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı ve KBSD – Kazan ve Basınçlı Kap Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Hoplamaz’ın katılımı ile gerçekleştirildi. 3 gün boyunca 10.000 metrekarelik alanda küresel enerji piyasasının kalbinin atacağı fuar, 200’e yakın firma ve 8 bini yurt dışından olmak üzere toplamda 20 binden fazla ziyaretçiye ev sahipliği yapacak. ICCI bu yıl ilk kez eş zamanlı gerçekleşecek Electricity Eurasia – Elektrik ve Elektrik Ekipmanları Fuarı’na da sahne oluyor.

Enerji sektörüne yeni kanun teklifi müjdesi

Fuarın açılışında konuşan TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi Ve Teknoloji Komisyonu Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, “TBMM komisyonumuz ve hükumetimiz yenilenebilir enerji alanında ülkemizin ve sektörün önünü açacak ve ülkemizi güçlendirecek çabaların içerisindedir. Yakın zamanda komisyonumuza gelen özellikle maden ve enerji kanunlarındaki değişiklikleri kanun teklifi ilgili komisyonumuzdan geçti. Gerekli tartışmalar yapıldı. Komisyon üyelerimiz katkılarını verdi Ve genel kurulun gündemine hazır hale getirildi. Genel kurulda özellikle yenilenebilir enerjiyle ilgili bazı kanuni düzen içeren kanun teklifi görüşülmelerine başlanacak. Ümit ediyorum ki; değerli milletvekillerimizin, meclisimizin onayla da bu teklif yasalaşacak. Bu da özellikle ülkemizin siz değerli sektör temsilcilerimizin önünü açmak üzere ülkemize sağlamak üzere bu kanun teklifi de yasalaşmış olacak diye ümit ediyorum” şeklinde konuştu.

Enerji verimliliğinde başarının formülü her kademede “farkındalık”

Son yılların en kritik konularından birisinin yenilenebilir enerji olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, “Bu alanda atılan adımlar ve yaşanan gelişmeler hem ülkelerin güçlenmesi hem de sektör oyuncularının daha rekabetçi haline gelmelerinde şüphesiz önemli bir rol oynuyor. Bu gelişmelerin bir sonucu olarak da rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji kurulumu ve kurulu gücünün diğer konvansiyon termik kurulu güce göre daha fazla olduğunu görüyoruz. TBMM komisyonu olarak bunun farkındayız ve bu farkındalığın da bir gereği olarak ilgili komisyonumuz ve hükümetimizin bu alanda ülkemizin ve sektörün önünü açacak çaba sarf ediyoruz” şeklinde konuştu. Özellikle bu tür fuar ve konferanslarda yapılan tartışmalar ve beraberinde sektöre ilişkin ortaya çıkan fikirlerin yasama ve yürütme için son derece kıymetli olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, “Fakat özellikle enerji verimliliği konusunda hükümet ve ilgili bakanlıklar her ne kadar destek verirse versin toplumda ve sanayicilerimizde bu konularda gerekli eğitim, farkındalık ve bilinç oluşmadığı takdirde çabaların yeterli şekilde amacına ulaşması mümkün olmaz” dedi.

“Fuarımızın varlığı en büyük kazançlarımızdan biri”

TG Expo Genel Müdürü Cem Şenel de açılış konuşmasında, “1994 yılında İstanbul’da bir Kojenerasyon Semineri ile başladığımız yolculuğumuz, kısa sürede ülkemizin enerji sektöründeki hızlı gelişme ve enerji camiasının yoğun ilgisiyle 1999 yılında ICCI (International Cogeneration Conference of Istanbul) adı altında bir Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı kimliğine evrildi. Dünya enerji piyasasının jeopolitik açıdan belki de en sıcak ve hareketli coğrafyasında yer alan bir ülke olarak ICCI Uluslararası Enerji ve Çevre Fuar ve Konferansı’nın varlığı en büyük kazançlarımızdan biri. Fuar sayesinde oluşturduğumuz verimli, etkin, saygın ve kaliteli bir iletişim ve etkinlik platformu ile bu büyüme ve gelişme sürecine 30 yıla yakın süredir tanıklık ediyor, gelecekte de sürdürmek üzere yoğun çaba gösteriyoruz. Sürdürülebilirliği odak noktasına aldığımız fuarımızda enerji verimliliği, yenilenebilir enerji, akıllı şebekeler, temiz teknolojiler ve çevre yönetimi gibi konularda güncel gelişmeler öne çıkacağı için bu yılın teması olarak ‘Enerjinin Geleceğini Keşfet’ diyeceğiz” dedi.

“Yenilenebilir enerjiyi fırsat olarak yakalayanlar avantajını görecek”

Enerjide baş döndüren dönüşümlerin yaşandığı son yıllarda fuarın günceli yakalamak ve geleceğe yönelik projeksiyonlara ışık tutmak için kritik öneme sahip olduğunu belirten KOJENTÜRK Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Aydın ise, açılışta “İklim değişikliğini yavaşlatmak ve toplumları daha temiz bir ortamda yaşatma çabaları, enerjide fosil kaynaklardan yenilenebilir enerji tüketiminin daha yüksek düzeylere geçişini zorunlu kılıyor. Enerji tüketiminin daha da artış gösterdiği günümüzde elektriğin üretildiği kaynaklar daha önemli hale geliyor. Bugün enerji yatırımlarında özellikle finansmana erişimin zor ve yüksek maliyeti nedeniyle hedeflenen yıllık büyümenin biraz gerisinde kaldığını görüyoruz. O yüzden bu dönemi geleceğe yönelik hazırlık ve planlamaların yapılması için bir fırsat olarak gören ve değerlendirenler hızlı dönüşümde bunun avantajlarını yakalayacak” diye konuştu.

Devamını oku

Genel

Kamu Görevini Engelleyenler 5 Yıla Kadar Hapis cezası alabilir

Yayın tarihi:

-

Yazar

Dicle Elektrik Uzun Yıllar Borcunu Ödemeyip Şiddete Başvuranları Mektupla Uyardı;

Dicle Elektrik, dağıtım bölgesinde 27 milyar TL’yi aşan elektrik borcunu uzun süredir ödemeyen ve bununla birlikte görevlilerin çalışmalarını engelleyenlere karşı hukuk mücadelesi vermeyi sürdürüyor. Sorumluluk bölgesinde yer alan 6 ilde kamu hizmeti yürüten dağıtım şirketi, başta Şanlıurfa ve Mardin olmak üzere borçlu sulama abonelerini bu kez engellemelerden dolayı 5 yıla kadar hapis cezası ile karşı karşıya kalabilecekleri konusunda uyardı.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin 6 ilinde elektrik dağıtım hizmeti veren Dicle Elektrik’ten, başta Şanlıurfa ve Mardin’deki çiftçilerin 27 milyar TL’yi aşan elektrik borçlarının ödenmemesiyle ilgili olarak yeni bir açıklama yapıldı. Tarım sezonu öncesi “borcunu ödemeyene elektrik verilmeyecek” uyarısında bulunan Dicle Elektrik, borçlu abonelere bir mektupla önemli yeni uyarılarda bulundu. Mektupta mevzuat gereği elektriği kesilecek olan ancak bu kesintiye kaba kuvvetle karşı koyacak olan abonelerin, TCK’nın ‘Kamu Hizmetlerinden Yararlanma Hakkının Engellenmesine’ dair 113’ncü maddesi uyarınca 5 yıla kadar hapis cezası alabileceği duyuruldu.

İadeli taahhütlü mektupla uyarıldılar
Elektrik borcu bulunan, uzun süredir borcunu ödemeyen ve mevzuat gereği elektriğini kesmeye gelen görevlileri engelleyenlere yönelik gönderilen bu kritik uyarı, her bir borçlu aboneye özel olarak iadeli taahhütlü mektupla yapıldı.

Kamu görevini engelleyene 5 yıla kadar hapis
Aynı mektupta, görevlilere dönük yapılacak her türlü engellemenin TCK’nın 113’ncü maddesinde yer alan ‘Kamu Hizmetlerinden Yararlanma Hakkının Engellenmesi Suçunu’ kapsadığına yer verilerek, çalışmaları cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla engelleyenlerin, 5 yıla kadar hapis cezası ile karşı karşıya kalabileceği kaydedildi.

18 bin çiftçinin 27 milyar TL borcu var
Dicle Elektrik, bölgede 18 bin tarımsal sulama abonesinin elektrik borcunun 27 milyar TL’yi aştığını açıklamıştı. Söz konusu borcun 15.5 milyar TL’sinin Şanlıurfa’daki 13.000 aboneye, 9.5 milyar TL’sinin Mardin’deki 5.000 aboneye, geri kalanın ise Diyarbakır, Batman, Şırnak ve Siirt’teki tarımsal sulama abonelerine ait olduğunu duyurulmuştu.

Dicle Elektrik tarafından abonelere iadeli taahhütlü olarak gönderilen kişiye özel mektuplarda şu ifadeler yer alıyor:

‘’ Sayın abonemiz;
… tesisat numaralı aboneliğinize ait muaccel olan ………… faturalı borçlara ilişkin olarak ekiplerimiz tarafından 18.03.2024 tarihinde Elektrik Piyasası Tüketici Yönetmeliği‘nin Zamanında Ödenmeyen Borçlar başlıklı 35. Maddesi hükümleri uyarıca kesme işlemi için aboneliğinizin bulunduğu sayaca gelinmiş ancak tarafınızca mukavemet gösterilmesi sebebiyle kesme işlemi gerçekleştirilememiştir. Aynı tesisat ve borca ilişkin ekiplerimiz tarafından tekrar kesme işlemi uygulanacak olup, tarafınızca mukavemet gösterilmesi halinde hakkınızda TCK 113 uyarınca Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığı ile suç duyurunda bulunacağımız konusunda tarafınıza ihtarda bulunulmuştur.’’

Devamını oku

Bilgi Kaynakları

Enerji sektörü zorluklara rağmen teknoloji yatırımlarını sürdürmeye kararlı

Yayın tarihi:

-

Yazar

Enerji sektörü zorluklara rağmen teknoloji yatırımlarını sürdürmeye kararlı

Enerji sektörünün büyüme için teknoloji yatırımlarına önem verdiğini ortaya koyan KPMG’nin “Küresel Teknoloji Raporu 2023: Enerji Sektörü Görünümü” araştırmasına göre enerji sektörü yöneticilerinin yüzde 72’si siber güvenliği de içeren dijital dönüşüm çalışmalarının son 24 ayda kârlılığı ve performansı artırdığını belirtti. Bu oranın diğer sektörlerin ortalamasından 12 puan daha fazla olması da dikkat çekti.

KPMG’nin 16 ülke ve dokuz sektörden 2.100 yöneticiyle yaptığı ankete dayanan yeni “Küresel Teknoloji Raporu 2023: Enerji Sektörü Görünümü” araştırması enerji şirketlerinin teknolojileri pazarlarındaki zorlukların üstesinden gelmek için kullanabilecekleri bir can simidi olarak gördüklerini ortaya çıkardı. Anket, enerji sektörünün pazardaki zorluklara rağmen teknoloji yatırımlarını sürdürmeye kararlı olduğunu ortaya koydu.

Ankete göre enerji sektörü katılımcıların yüzde 61’i düzenleme ve güvenliği dijital dönüşümün “ana tetikleyicisi” olarak görüyor. Yüzde 80’i teknoloji biriminin yeni teknolojilerin potansiyelini yönetim kuruluna daha iyi anlatması gerektiğini söylüyor. Yüzde 39’u yetenek eksikliğini dönüşümün ilerlemesinin önündeki en olası engel olarak görüyor. Yüzde 84’ü kurumlarının mevcut teknolojiyi kullanarak ESG (çevresel, sosyal, yönetişim) taahhütlerini ilerletebileceğinden emin. Yüzde 85’i ise mevcut teknoloji yapılarını kullanarak verimliliklerini artırabileceklerini ve maliyetleri azaltabileceklerini ifade ediyor.

Sektör aynı zamanda teknoloji inovasyonuna bağlı risklerin de farkında. Araştırmaya göre, enerji sektöründen katılımcılar; güven, güvenlik, gizlilik ve esnekliği teknolojik çözümlerine entegre etme konusunda kurumlarının daha proaktif olması gerektiğini tüm sektörlerin ortalamasından 8 puan daha fazla belirtiyor. Ancak sektör, ilerlemenin önünde engellerle de karşılaşıyor. Örneğin araştırma, enerji sektörünün yapay zekâ (AI) uzmanlığı eksikliğinin inovasyon yapma ve rekabetçi kalma kabiliyetlerini etkileyebileceğini söyleyenlerin diğerlerine göre daha yüksek olduğunu da ortaya koyuyor.

 Güvenlik endişeleri gündemin ilk sırasında

Hem düzenleyici kurumlar hem de tüketiciler enerji şirketlerini yakından izlediklerinden araştırmaya katılan enerji yöneticileri düzenleyici yükümlülükler ve güvenlik endişelerini dijital dönüşümlerinin en önemli tetikleyicileri olarak görüyor. Ayrıca, daha güçlü veri gizliliği veya siber güvenliğin hayata geçirdikleri dijital dönüşüm projeleri üzerinde en etkili kullanıcı beklentileri olduğunu da söylüyorlar. Enerji yöneticilerinin yüzde 72’sine göre, siber güvenliği içeren dijital dönüşüm çalışmaları son 24 ayda kârlılığı ve performansı artırdı, bu oran tüm sektörlerin ortalamasından 12 puan daha fazla.

 İş güçlerinin oluşturulmasına yardımcı olan teknoloji altyapılarına güveniyorlar

Araştırmaya göre enerji sektörü stratejik teknoloji yatırımının gücüne inanıyor, ancak dijital dönüşüm hedeflerini hayata geçirebilecek yeteneklere erişmeye odaklanmaları gerekiyor. KPMG tarafından hazırlanan 2023 Küresel Enerji CEO Görünümü raporu, enerji şirketlerinin yüzde 52’sinin (2022’ye göre 7 puanlık bir artış) yeteneklerini geliştirmek için çalışanlarına daha fazla yatırım yapmak istediğini ortaya koyuyor. Enerji sektöründen katılımcıların çoğu, iş güçlerinin bugüne kadar oluşturulmasına yardımcı olan teknoloji altyapılarının kabiliyetlerine güveniyor ve bazı durumlarda bu güvenleri diğer sektörlerin de ortalamasını aşıyor.

“Sektör geniş resmi göz önünde bulundurarak teknoloji yatırımlarını yapıyor”

KPMG Türkiye Enerji Sektörü Lideri Hakan Demirelli konuyla ilgili şunları söyledi: “Devam eden jeopolitik gerilimlerin, üretken yapay zekânın hızlı yükselişinin ve küresel ekonomik belirsizlik ortamının en çok etkilediği sektörden birisi enerji sektörü. Bu nedenle sektörde faaliyet gösteren şirketler geniş resmi göz önünde bulundurarak teknoloji yatırımları da yapmaya kararlı olduklarını bu anketimizde gösterdi. Bu yatırımlar, enerji şirketlerinin yenilikçi teknolojileri iyi bir şekilde kullanmasına olanak sağlıyor. Örneğin anketimiz enerji sektörünün, son 24 ayda şirketlerinin kârlılığını veya performansını artırmak için düşük kodlu/kodsuz platformları kullanma olasılığı en yüksek sektörlerden biri olduğunu ortaya çıkardı. Sektörün dijital dönüşüm projelerindeki başarısı ise doğru danışmanlık hizmetleri almaktan geçiyor. KPMG olarak biz de dijital dönüşüm alanındaki derin ve kapsamlı uzmanlığımız ile sektördeki şirketlerin uygun çözümleri başarılı bir şekilde kullanmalarına, inovasyonu artırmalarına ve daha geniş bir dijital dönüşüme başlamalarına yardımcı oluyoruz.”

Devamını oku

Trendler