Rüzgarın geleceğini çözümlerken

Yayın tarihi:

-

İşletmeciler ve operatörler, operasyon ve bakım stratejilerinin rüzgar sektörünün değişen görünümünün ilerisinde kalmasını ne şekilde güvence altına alabilirler?

Rüzgar sektörü büyüyor. Bu büyüme de her zaman dengeli ya da pürüzsüz gerçekleşmiyor. Ancak sektörün kapasitesine ve proje hatlarına yıldan yıla yenileri ekleniyor. Büyüyen piyasanın cazibesi ve rüzgarın uzun vadedeki faydalarının kabul görmesiyle, işletmeci ve operatörlerin sayısı son 5 yılda iki katına çıktı.

Ancak büyüme beraberinde finansal, stratejik, politik ve teknolojik karmaşıklığı da getiriyor. Sektörün bu karmaşıklığın doğurduğu fırsatlardan yararlanabilmesi için ONYX, rüzgar sektöründe sahanın mevcut durumu hakkında, endüstrinin değişen yapısını ve işletmecilerle operatörlerin bu değişime bugün ve yarınki adaptasyon biçimlerini keşfederek bir araştırma yürüttü.

Rapor, bu araştırmanın bulgularını gözden geçiriyor; konsolidasyondan çeşitliliğe, digitalizasyona sektörü şekillendiren mikro ve makro trendleri açıyor. Bunu da rüzgar iştirakçilerinin gelecekte ihtiyaç duyacakları operasyon ve bakım stratejileri ile donanması amacıyla gerçekleştiriyor.

Rüzgar oyuncularının gelişimi

Büyük firma sahibi ve işletmecilerin değişen profili, özellikle satış sonrası hizmetler sektöründe orijinal ekipman üreticisi (OEM) hakimiyetini etkiliyor. Daha büyük işletmeci ve operatörlerse gözle görülür operasyonel uzmanlığa haiz durumdalar ve giderek artan sayıda oyuncu bakım ve onarımı bünyelerine almayı seçiyor. Teşviklerdeki fark da proje yaşam döngüsü boyunca çıktılarını optimize etmeye ihtiyaç duyan büyük oyuncularda büyük boyutlara ulaşıyor. Bu oyuncular büyüdükçe, OEM’lerle pazarlık güçleri de artıyor.

İşletmeciler ve operatörler büyüdükçe, karmaşık küresel portföyler ediniyorlar. Çok markalı rüzgar, güneş ve hibrit projesinden meydana gelen karmalar, artan depolama kapasiteleri ile OEM’lerin etkisini daha da zayıflatıyor. En iyi 10 oyuncu, hizmet sözleşmeleri tekliflerinde rüzgar üreticilerini dezavantajlı hale getirerek, 2025 yılına kadar güneş enerjisi paylarını %35’e çıkarmaya hazırlanıyor.

Ancak, konu tamamen süper büyüklere bağlı değil. Gelişmekte olan orta ölçekli oyuncular için, daha büyük oyuncularla rekabet ederken kârlı bir şekilde ölçek kazanmak karşılaşılan önemli bir güçlük. Uzun vadeli planlamayı ihmal etmeden OEM ilişkileri ve teknik uzmanlık oluşturmalıdırlar.

Bağımsız Hizmet Sağlayıcılar (ISP’ler), her büyüklükteki yenilenebilir enerji varlıkları sahiplerinin çeşitli branşlardaki yeni portföylerini etkin bir şekilde yönetmelerine yardımcı olmak için uygun gözüküyorlar. Tarafsız ve multidisipliner olarak, ISS’ler, daha büyük işletmelerin operasyonlarında engel teşkil eden siloları azaltabilir ve daha derin bir donanım, yazılım ve mühendislik anlayışı sunabilir.

Genişleme tüm sektörde meydana geldiğinde herkese yetecek kadar yer var. Ancak endüstrinin, kârlılığı koruması için varlık yönetimi hakkındaki düşüncesini değiştirmesi gerekiyor. Rapor, değişen rüzgar sektöründe başarı için üç adımı ana hatlarıyla açıklayıp, temel eğilimlerin veriye dayalı işletme ve bakım stratejilerini nasıl etkilediğini keşfediyor.

Rüzgarın önündeki üç engel

Dijital dönüşümü benimsemek, rüzgar sahiplerinin ve operatörlerin potansiyel tuzakları aşmalarına yardımcı olur. ONYX Insight, tam dijital entegrasyonun ve dolayısıyla gelecekteki karlılığın önünde üç engel belirledi. Bunlar;

  1. Silolanmış veriler 
  2. Karmaşık ve büyüyen portföyler 
  3. Gerçek anlamda bütünsel dijital araçlar oluşturma 

Rapor, bu önemli engellere ışık tutuyor ve bunların nasıl üstesinden gelinebileceğini gösteriyor.

Adım 1: Siloları ortadan kaldırın

Şu anda rüzgar sektörünün operasyonel mükemmelliğe ulaşmasının önündeki en büyük engel silolanmış verilerdir. ONYX Insight’ın sektör araştırmasına göre, rüzgar sektörü iştirakçilerinin  %62’si veri entegrasyonunu dijital ilerlemenin önünde önemli bir engel olarak görüyor.

Veri siloları kayıp değer anlamına gelir. Veri akışları, birlikte kullanıldığında en doğru bilgileri sağlar. Örneğin rüzgar türbini titreşim verileri, hasar oluşmadan önce rulmanlarla ve diğer elemanlarla ilgili sorunların teşhis edilmesine yardımcı olur.  Daha da önemlisi, veriler, performans, mühendislik, saha hizmetleri ile organizasyonlar içindeki silolarda, varlık yönetimi ekiplerinin kendi araçlarını kullanarak toplanır ve kullanılır. Silosuz bir yaklaşımın anahtarı, bir varlığı tek bir enerji santrali olarak düşünmek ve tekil türbinler veya modüller yerine tüm tesis genelinde verimi optimize eden operasyonel kararlar almaktır. Bu, sürdürülebilir avantajı, daha fazla yatırıcının güvenini ve daha fazla sektörel büyümeyi beraberinde getirirken, karlılığı da artırır. Bunu etkinleştirmek için veriler farklı şekilde kullanılmalıdır. Tek bir varlığı ya da filonun tamamını ele alan varlık yönetimi platformları şunları sağlamalıdır:

Farklı kullanıcı tipleri için farklı görüşler ve analizler

Çoklu veri kaynağı analizleri

Farklı ekiplerle, objektif, şeffaf gerçekleri kullanarak iş birliği

Tüm bunlar, sahadan yönetime ekibin tamamına önemli bilgilere anında erişim imkanı sunarak tüm departmanlarda net bir dijital oluşturur; bu da portföyün tamamında verimliliği ve karlılığı artırır.

Adım 2: Karmaşık, çeşitlilik barındıran portföyleri en uygun hale getirin

İşletme ve bakıma yönelik geleneksel yaklaşımlar, karma teknoloji portföylerinin yeni gerçekliğini yakalamada yavaş kalıyor. ONYX Insight’ın araştırması, 339GW küresel güneş enerjisi kapasitesi, 449GW rüzgar ve 5GW depolamadan oluşan 2020 tabanında, 2030’daki toplam kurulu kapasitenin 902GW güneş, 1114GW rüzgar ve 87GW depolamasını kapsayacağını gösteriyor. Karışıma şebeke, ulaşım ve eski varlıkları eklediğimizde , önde gelen işletmecilerin karma varlıklarının, basit portföy izlemesinin ötesinde karmaşık dijital araçlar gerektireceği açıktır. Operasyonun tek bir yönünü yönetecek tek bir araç, geleceğin ortamında yeterli gelmeyecektir. 

Gelişmiş dijital çözümler artık eski donanımlar, büyük personel sayısı ve mevcut BT sistemleri dahil olmak üzere önemli küresel portföylerle sorunsuz bir şekilde entegre olmalıdır.

ONYX Insight’ın verilerine göre, 2025 yılına kadar operatörlerin %60’ının rüzgar ve güneş varlıklarının karma portföylerini yönetmeye başlamasıyla birlikte, rüzgar ve güneş için ortak yazılım platformlarına ihtiyaç duyulacak. Ancak, kilit operatörlerle yapılan görüşmeler, varlık türüne özel işlevselliğin operatörler için tek bir entegre görünümün kolaylığından daha önemli olduğunu gösterdi.

Bu nedenle, hibrit varlıklar için gelecekteki bir platformun, her bir varlık türü için derin sektör bilgisini içermesi gerekecektir. Varlık sınıfı ne olursa olsun, operasyonel kararları basitleştirmek ve desteklemek için mühendislik ve operasyonel bilgiler yazılıma dönüştürülmelidir.

Sahip operatörler doğal olarak karmaşıklıkla başa çıkabilecek ve somut değer sağlayabilecek araçları seçeceğinden, sektörün değişen bileşimi bir dereceye kadar bu platformun ortaya çıkması için gerekli koşulları yaratacaktır.

ONYX Insight’ın verilerine göre, 2025 yılına kadar operatörlerin %60’ının karma rüzgar ve güneş portföylerini yönetmeye başlamasıyla birlikte ortak yazılım platformlarına ihtiyaç duyulacak. Ancak, kilit operatörlerle yapılan görüşmeler, varlık türüne özel işlevselliğin operatörler için tek entegre bir durumun sağladığı kolaylıktan daha önemli olduğunu gösterdi.

Bu nedenle, gelecekteki bir platformun, hibrid varlıklarda her tür için derin sektör bilgisini kapsaması gerekecektir. Varlık sınıfı ne olursa olsun, operasyonel kararları basitleştirmek ve desteklemek için mühendislik ve operasyonel bilgiler yazılıma dönüştürülmelidir.

İşletme sahibi operatörler doğal olarak karmaşıklıkla başa çıkabilecek ve somut değer sağlayabilecek araçları seçeceği için, sektörün değişen bileşimi bu platformun ortaya çıkması için gereken koşulları yaratacaktır.

Adım 3: “Sihirli Değnek” dijital araçlardan uzaklaşın

Temel piyasaların ticari ortama göre hareket etmesi nedeniyle, yenilenebilir enerjideki başarılı yatırımcılar da fiyatlandırma mekanizmalarıyla etkileşim içerisinde, operasyonlarını karlılığı artırma odaklı şekillendireceklerdir.

Varlıkları işler durumda tutmak ve enerji üretimi maksimize etmek birçok operatörün varsayılan stratejisi olagelmiştir. Ayrıca, enerji satışlarının optimizasyonuyla kazançlarını en yüksek düzeye çıkarma yollarını ararlar. Bu da piyasa fiyatlamasının belirleyici olduğu, türbinlerin satılan enerjinin değerine yükseltgenip indirgenebildiği esnek operasyon stratejilerini gerektirir.

Bu tür optimizasyona örnek, PdM (Öngörücü Bakım) ve APM (Varlık Performans Yönetimi) araçlarının entegrasyonu olabilir. Her biri kendi başına önemli faydaları beraberinde getirir: PdM daha iyi bakım planlaması sağlarken APM, performansı iyileştirebilir. Ancak daha da büyük bir fırsat, iki disiplini entegre edip operatörlerin varlıklarını en iyi şekilde işletmesine ve fiyatlar tepedeyken en fazla gücü üretmesine imkan tanımakta yatmaktadır.

İşletmeciler ve operatörler, MWh tabanlı finansal modellerden $/MWh, Climb/WTG, MW/tech ve MTTR (ortalama yanıt verme süresi) gibi metrikleri kullandıkları sermaye ve karlılık modellerine geçmelidir. Odak noktası, yalnızca maliyetleri azaltmak veya enerji eldesini en üst düzeye çıkarmak değil, harcama birimi başına geliri en üst düzeye çıkararak verimliliği artırmaktır.

Ancak, piyasa ve operasyonlar arasındaki geri bildirimi kolaylaştırabilecek araçlar sınırlıdır. Operatörlere sunulan birçok ‘veri’ ürünü ve hizmeti, temel kâr ve verimlilik sağlayan KPI’lar ile bağlantı kurmadan, ayrıntılı operasyonel verileri izleyen dar bir odak noktasına sahiptir.

Yazılımın, varlık yöneticilerine ve saha ekiplerine, varlığın bütünündeki karlılığı garantileyecek eylemlerde bulunmada destek verecek köprü olması gerekiyor. En önemlisi, gelecekteki platformların, bünyelerinde değişikliklerin uygulanması için prosesler yapılandırmaya ihtiyaçları var. Bu, varlık performansı, bakım, varlık yönetimi, satış ve fiyatlandırmaya ilişkin verileri entegre eden bağımsız, teknolojiden bağımsız çözümlere ihtiyaç olduğunu gösterir.

Sonuç olarak, operatörler kararları desteklemek ve önemli verilerle desteklenen bilgileri organizasyonları arasında paylaşmak için dijital araçlara ihtiyaç duyarlar.

Sonuç

Zaman, yenilenebilir enerji için bir dönüm noktasıdır. Sektör büyüdükçe ve küresel enerji üretiminin kalbi haline geldikçe, karlılığa odaklanan bir yapıyı sürdürmelidir. 

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Trendler

Exit mobile version