Connect with us

“Enerjide rüzgara ve diğer yenilebilir kaynaklara yönelimi destelemek için uzun vadeli politikalar uygulanmalıdır”

Yayın tarihi:

-

 Borusan Lojistik’ten Kaan Gürgenç ile hoş bir sohbet geçirdik.

Bizlere şirketinizden bahsedebilir misiniz? 

Borusan Lojistik, 1973 yılında Borusan Holding bünyesinde grup şirketlerine hizmet vermek amacıyla kurulmuş, 2000 yılında deneyim ve bilgi birikimini grup dışı firmalara da sunmak amacıyla “entegre lojistik hizmet sağlayıcı” olarak yeniden yapılanmıştır. 2012 yılı Aralık ayında gerçekleştirdiği Balnak satın alması ile Türkiye lojistik sektörünün lideri konumuna gelen Borusan Lojistik, dört stratejik iş alanında yoğunlaşmış bulunuyor. Bu iş alanları; Lojistik Hizmetleri, Liman Hizmetleri, Uluslararası Taşımacılık Hizmetleri ve Yabancı Ülkeler Lojistik Hizmetleridir.

Gemlik’te stratejik bir konuma sahip olan Borusan Limanı, proje yükü hizmetleri, genel kargo, konteyner, PCC ve RO-RO liman ve terminal hizmetlerini, 7 gün 24 saat kendi uzman kadrolarıyla dünya standartlarında vermektedir. Borusan Limanı, 10.000 TEU kapasiteli dev konteyner gemilerine de hizmet verebilir konuma gelmiştir. 5 milyon ton genel kargo, 400.000 TEU konteyner ve 250.000 araç elleçleme kapasitesine sahiptir. 1400 metre yanaşma yeri ile 360.000 m2 gümrüklü ve gümrüksüz terminal sahasına sahip bulunmaktadır. 450 metrelik lineer rıhtım uzunluğuna ve 14,5 metre su derinliğine sahip olan Borusan Limanı’na büyük ana hat gemileri yanaşabilmektedir.

Borusan Lojistik yakın ve etkin coğrafyasında lider olmak hedefiyle yabancı ülkelerdeki faaliyetlerini artırma kararı almış ve bu amaçla 2006 sonunda Borusan Logistics International kurulmuştur. Borusan Logistics International Orta Doğu ülkeleri, Birleşik Arap Emirlikleri, Umman, Kazakistan, Hollanda ve ABD’de  %100 Borusan Lojistik’e ait şirketler ile 3PL hizmetler vermektedir.

Borusan Lojistik’in Türkiye’de alanında ilk ve tek olma özelliği taşıyan yeni şirketi ETA da kamyoncu esnafını Türkiye’nin en büyük, en etkin ve son teknolojileri kullanan filosu haline getirirken diğer yandan küçük ve orta büyüklükteki işletmelere güvenilir, izlenebilir ve uygun fiyatlı nakliye hizmeti sunmaktadır.

Rüzgâr enerjisi ile ilgili hangi alanlarda hizmet veriyorsunuz?

Ülkemiz için stratejik önemi hızla artan rüzgâr enerjisi sektöründe farklı alanlardaki yetkinlik ve deneyimimizi, güçlü altyapımız ve hizmet ağımızla birleştirerek değer ve fark yaratan, anahtar teslim çözüm paketleri sunuyoruz.

Proje süreçlerindeki tüm olası riskleri üstleniyor, geniş iş hacmimiz sayesinde sahip olduğumuz satın alma gücünü kullanarak maliyetleri minimuma indiriyoruz.

Rüzgâr enerjisi santrallerinin lojistiğinde, süreci baştan sona en ince detayına kadar planlayan ve takip ederek müşterimizin asıl işine odaklanması için zaman yaratıyoruz. Borusan Lojistik’in kurumsal güvenilirliği, operasyonel yetkinliği, liman hizmetleri ve çevreye gösterdiği saygı bizi rekabette öne geçiriyor.

Operasyonlarda sürecin başından sonuna kadar tüm aşamaları için hizmet veriyor ve çözüm üretiyoruz. Bu hizmetlere gemi kiralama, taşınacak malzemenin üretildiği ülkeden gemiye taşınması, gemiye yüklenmesi ve varış limanında gemiden tahliye edilmesi dâhildir. Ayrıca malzemenin gümrüklenmesi, stoklanması, nakliyesi, sahada indirilmesi ve ülke içinde ve dışında nakliye için gerekli bütün izinlerin alınmasını da biz yapıyoruz. Nakliyenin gerçekleşeceği yol analizlerini yapıyor ve gerekirse rotada değişiklik yapıyoruz. Dolayısıyla A’dan Z’ye, sürecin tamamını kapsayan anahtar teslim bir çözüm sunuyoruz müşterilerimize.

Bugüne dek gerçekleştirdiğimiz projelerden birkaç örnek vermek isterim. Bunlar arasında Borusan Enerji EnBW’nin Mut RES projesi için türbin malzemelerini Mersin Taşucu limanında tahliyesi,. 1.600 rakımdaki Mut’a taşınması; Borusan Mannesmann’ın ABD’deki Ohio Doğal Gaz Boru Hattı için tedarik ettiği 25.000 ton ağırlığındaki doğal gaz borularının ABD’ye sevk edilmesi ve Mardin Ilısu Barajı için temin edilen malzemenin Macaristan’dan Türkiye’ye taşınması yer alıyor. Bu projede taşınan hareketli bölümlerin (rotorların) her biri 95 ton, sabit bölümlerin (statorların) her biri ise 42,5 tondu.

Borusan Lojistik olarak her zaman müşterilerine fark yaratan hizmetler sunmaya ve onların memnuniyetini sürekli artırmak için çalışmaya devam edeceğiz. RES sektöründe Borusan Lojistik’le çalışan tüm firmalar hizmet ve çözümlerimizdeki farkı bizzat yaşıyorlar.

Yakın gelecekteki projeleriniz nelerdir?

Bu yıl önümüzdeki ilk çeyrekte 10 setlik türbini Alsancak Limanı’ndan İzmir Kemalpaşa’ya taşıyarak gemiden nakliye ve tahliye gerçekleştireceğiz.

Yılın ikinci yarısı için ise müşterilerimizle yeni projelerde tekliflendirme aşamasındayız. En az 3 proje ile anlaşma safhasına gelmek üzereyiz.

Sizce rüzgar enerjisi gereken değeri görüyor mu?

Rüzgâr enerjisinin ve diğer yenilenebilir enerji kaynaklarının ülkemizdeki önemi giderek artıyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın strateji belgesine göre rüzgâr enerjisinde 2023 itibarı ile 20 bin MW seviyesine ulaşılması hedefleniyor. 20 bin MW nokta tahminen o zamanki kurulu gücün yüzde 20’sine tekabül edecek çok önemli bir hedeftir. Türkiye’nin bunu yapacak potansiyeli bulunduğuna da inanıyoruz. Burada önemli olan yatırım ortamının iyileştirilmesi, yatırım yapmanın kolaylaştırılması ve bürokrasinin azaltılması… Bunlar yapılabildiği takdirde Türkiye hem rüzgârda hem de diğer yenilenebilir enerji kaynaklarında potansiyelini hayata geçirecektir.

Zaten bunu yapmak zorundayız. Ülkemizde halen enerji tüketiminin yaklaşık % 60’ı fosil enerji kaynaklarından karşılanıyor. Türkiye’nin enerjide daha kendine yeterli hale gelebilmesi ve dışa bağımlılığını azaltabilmesi için fosil enerji tüketimi oranının azaltılması gerekiyor. Tüm üretim alanlarının temel maliyet girdilerinin içinde enerjinin olduğunu unutmamalıyız. Dolayısıyla, başta rüzgâr olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarının geliştirilmesi sürdürülebilir kalkınmamız ve ülkemizin refahı açısından stratejik öneme sahiptir. Ayrıca fosil yakıtların, başta iklim değişikliği ve hava kirliliği olmak üzere çevre üzerindeki olumsuz etkilerine karşılık, yenilenebilir enerji bize doğal kaynakları tüketmeden ve çevreye zarar vermeden enerji elde etme olanağı veriyor. Tüm bu konuların Türkiye’de giderek daha iyi anlaşıldığına inanıyorum.

Bu ilgiyi artırmak için neler yapılabilir?

Enerjide rüzgâra ve diğer yenilenebilir kaynaklara yönelimi desteklemek için uzun vadeli politikalar uygulanmalıdır. Bu politikalar Hükümet tarafından enerji sektörünün de katılımı ile oluşturulmalı ve kararlı bir şekilde uygulanmalıdır. Öncelikle yenilenebilir enerji yatırımlarını destekleyen ve kolaylaştıran adımlar atılmalıdır. Ayrıca kota uygulaması düşünülebilir. Bunlar arasında fosil enerji kaynaklarının kullanımının sınırlanması gibi bir uygulama başlatmak mümkündür. Böylece diğer kaynaklara yönelik yatırımlar artacaktır.

Ayrıca teknolojiye yatırım yapmak önem taşıyor. Yatırımcılar bu alanda TÜBİTAK’ın çalışmalarını ve projelerini destekleyebilirler. Bunun yanı sıra enerjiyi etkin bir şekilde dağıtabilmek için ŞAT sahalarında güncel teknoloji altyapısı kurulmalı, trafo aktarım merkezleri yenilenmelidir. Halen dağıtımda ciddi ölçülerde kayıplar yaşanıyor. Bunun önüne geçilmesi lazım.

Hizmet verdiğiniz sektörde genel olarak yapılan doğrular ve yanlışlar nelerdir?

Kendi sektörümüze baktığımızda ülkemiz lojistik açıdan birçok avantaja ve ciddi bir potansiyele sahip olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.  Ne var ki bu potansiyeli yeterince kullanamıyoruz. Bunun için neler yapılması gerektiği konusundaki görüşlerimi kısaca paylaşmak isterim. Öncelikle lojistikte karayolu, demiryolu ve deniz yolu taşımacılığının birlikte, birbirlerini tamamlayacak şekilde ve uzun vadeli bir perspektifle değerlendirileceği bir master plan gerekiyor.  Bu plan aynı zamanda, kaliteli ve nitelikli personel eksiğinin giderilmesine ve bu alanda önemli bir eğitim hamlesine de yer vermelidir. Yine uzun vadeli düşünerek ve yatırımın geri dönüşünü buna göre hesaplayarak denizciliğe yatırım yapılmalıdır.

Ülkemizin dışarıya açılan kapıları olarak stratejik bir öneme sahip olan limanlarımızın diğer taşımacılık biçimleriyle daha fazla entegre olması önem taşıyor. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın verilerine göre halen Türkiye’de 174 tane liman var. Ancak bunların parmakla sayılabilecek kadar azında demiryolu bağlantısı bulunuyor. Oysa demiryolu da deniz yolu gibi başka bir ekonomik modeldir ve bizim taşımayı denizyoluyla, içerdeki dağıtımı ise demiryoluyla yapılabilecek hale getirmemiz gerekiyor.

Etkinlikle ilgili görüşleriniz nelerdir? Sizin açınızdan nasıl geçiyor (geçti)?

Bu etkinliğin rüzgâr enerjisi sektörünün gelişimine önemli katkı yaptığını düşünüyorum. Bu kongrede, rüzgâr enerjisinin ulusal ve uluslararası temsilcileri farklı panellerde bir araya gelerek görüş ve bilgi alışverişinde bulunma, ilişki geliştirme fırsatı elde ettiler.  Yeni gelişmelerin ve araştırmaların paylaşılması sektördeki bilgi birikiminin artması açısından çok yararlı oldu.  Yabancı firmaların ilgisi de bu yıl hayli yüksekti. Sektör bu ilginin olumlu sonuçlarını yakından hissediyor.

Bizim açımızdan kongre çok verimli geçti. İki önemli anlaşmanın temellerini attık.

 

Genel

Kamu Görevini Engelleyenler 5 Yıla Kadar Hapis cezası alabilir

Yayın tarihi:

-

Yazar

Dicle Elektrik Uzun Yıllar Borcunu Ödemeyip Şiddete Başvuranları Mektupla Uyardı;

Dicle Elektrik, dağıtım bölgesinde 27 milyar TL’yi aşan elektrik borcunu uzun süredir ödemeyen ve bununla birlikte görevlilerin çalışmalarını engelleyenlere karşı hukuk mücadelesi vermeyi sürdürüyor. Sorumluluk bölgesinde yer alan 6 ilde kamu hizmeti yürüten dağıtım şirketi, başta Şanlıurfa ve Mardin olmak üzere borçlu sulama abonelerini bu kez engellemelerden dolayı 5 yıla kadar hapis cezası ile karşı karşıya kalabilecekleri konusunda uyardı.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin 6 ilinde elektrik dağıtım hizmeti veren Dicle Elektrik’ten, başta Şanlıurfa ve Mardin’deki çiftçilerin 27 milyar TL’yi aşan elektrik borçlarının ödenmemesiyle ilgili olarak yeni bir açıklama yapıldı. Tarım sezonu öncesi “borcunu ödemeyene elektrik verilmeyecek” uyarısında bulunan Dicle Elektrik, borçlu abonelere bir mektupla önemli yeni uyarılarda bulundu. Mektupta mevzuat gereği elektriği kesilecek olan ancak bu kesintiye kaba kuvvetle karşı koyacak olan abonelerin, TCK’nın ‘Kamu Hizmetlerinden Yararlanma Hakkının Engellenmesine’ dair 113’ncü maddesi uyarınca 5 yıla kadar hapis cezası alabileceği duyuruldu.

İadeli taahhütlü mektupla uyarıldılar
Elektrik borcu bulunan, uzun süredir borcunu ödemeyen ve mevzuat gereği elektriğini kesmeye gelen görevlileri engelleyenlere yönelik gönderilen bu kritik uyarı, her bir borçlu aboneye özel olarak iadeli taahhütlü mektupla yapıldı.

Kamu görevini engelleyene 5 yıla kadar hapis
Aynı mektupta, görevlilere dönük yapılacak her türlü engellemenin TCK’nın 113’ncü maddesinde yer alan ‘Kamu Hizmetlerinden Yararlanma Hakkının Engellenmesi Suçunu’ kapsadığına yer verilerek, çalışmaları cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla engelleyenlerin, 5 yıla kadar hapis cezası ile karşı karşıya kalabileceği kaydedildi.

18 bin çiftçinin 27 milyar TL borcu var
Dicle Elektrik, bölgede 18 bin tarımsal sulama abonesinin elektrik borcunun 27 milyar TL’yi aştığını açıklamıştı. Söz konusu borcun 15.5 milyar TL’sinin Şanlıurfa’daki 13.000 aboneye, 9.5 milyar TL’sinin Mardin’deki 5.000 aboneye, geri kalanın ise Diyarbakır, Batman, Şırnak ve Siirt’teki tarımsal sulama abonelerine ait olduğunu duyurulmuştu.

Dicle Elektrik tarafından abonelere iadeli taahhütlü olarak gönderilen kişiye özel mektuplarda şu ifadeler yer alıyor:

‘’ Sayın abonemiz;
… tesisat numaralı aboneliğinize ait muaccel olan ………… faturalı borçlara ilişkin olarak ekiplerimiz tarafından 18.03.2024 tarihinde Elektrik Piyasası Tüketici Yönetmeliği‘nin Zamanında Ödenmeyen Borçlar başlıklı 35. Maddesi hükümleri uyarıca kesme işlemi için aboneliğinizin bulunduğu sayaca gelinmiş ancak tarafınızca mukavemet gösterilmesi sebebiyle kesme işlemi gerçekleştirilememiştir. Aynı tesisat ve borca ilişkin ekiplerimiz tarafından tekrar kesme işlemi uygulanacak olup, tarafınızca mukavemet gösterilmesi halinde hakkınızda TCK 113 uyarınca Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığı ile suç duyurunda bulunacağımız konusunda tarafınıza ihtarda bulunulmuştur.’’

Devamını oku

Bilgi Kaynakları

Enerji sektörü zorluklara rağmen teknoloji yatırımlarını sürdürmeye kararlı

Yayın tarihi:

-

Yazar

Enerji sektörü zorluklara rağmen teknoloji yatırımlarını sürdürmeye kararlı

Enerji sektörünün büyüme için teknoloji yatırımlarına önem verdiğini ortaya koyan KPMG’nin “Küresel Teknoloji Raporu 2023: Enerji Sektörü Görünümü” araştırmasına göre enerji sektörü yöneticilerinin yüzde 72’si siber güvenliği de içeren dijital dönüşüm çalışmalarının son 24 ayda kârlılığı ve performansı artırdığını belirtti. Bu oranın diğer sektörlerin ortalamasından 12 puan daha fazla olması da dikkat çekti.

KPMG’nin 16 ülke ve dokuz sektörden 2.100 yöneticiyle yaptığı ankete dayanan yeni “Küresel Teknoloji Raporu 2023: Enerji Sektörü Görünümü” araştırması enerji şirketlerinin teknolojileri pazarlarındaki zorlukların üstesinden gelmek için kullanabilecekleri bir can simidi olarak gördüklerini ortaya çıkardı. Anket, enerji sektörünün pazardaki zorluklara rağmen teknoloji yatırımlarını sürdürmeye kararlı olduğunu ortaya koydu.

Ankete göre enerji sektörü katılımcıların yüzde 61’i düzenleme ve güvenliği dijital dönüşümün “ana tetikleyicisi” olarak görüyor. Yüzde 80’i teknoloji biriminin yeni teknolojilerin potansiyelini yönetim kuruluna daha iyi anlatması gerektiğini söylüyor. Yüzde 39’u yetenek eksikliğini dönüşümün ilerlemesinin önündeki en olası engel olarak görüyor. Yüzde 84’ü kurumlarının mevcut teknolojiyi kullanarak ESG (çevresel, sosyal, yönetişim) taahhütlerini ilerletebileceğinden emin. Yüzde 85’i ise mevcut teknoloji yapılarını kullanarak verimliliklerini artırabileceklerini ve maliyetleri azaltabileceklerini ifade ediyor.

Sektör aynı zamanda teknoloji inovasyonuna bağlı risklerin de farkında. Araştırmaya göre, enerji sektöründen katılımcılar; güven, güvenlik, gizlilik ve esnekliği teknolojik çözümlerine entegre etme konusunda kurumlarının daha proaktif olması gerektiğini tüm sektörlerin ortalamasından 8 puan daha fazla belirtiyor. Ancak sektör, ilerlemenin önünde engellerle de karşılaşıyor. Örneğin araştırma, enerji sektörünün yapay zekâ (AI) uzmanlığı eksikliğinin inovasyon yapma ve rekabetçi kalma kabiliyetlerini etkileyebileceğini söyleyenlerin diğerlerine göre daha yüksek olduğunu da ortaya koyuyor.

 Güvenlik endişeleri gündemin ilk sırasında

Hem düzenleyici kurumlar hem de tüketiciler enerji şirketlerini yakından izlediklerinden araştırmaya katılan enerji yöneticileri düzenleyici yükümlülükler ve güvenlik endişelerini dijital dönüşümlerinin en önemli tetikleyicileri olarak görüyor. Ayrıca, daha güçlü veri gizliliği veya siber güvenliğin hayata geçirdikleri dijital dönüşüm projeleri üzerinde en etkili kullanıcı beklentileri olduğunu da söylüyorlar. Enerji yöneticilerinin yüzde 72’sine göre, siber güvenliği içeren dijital dönüşüm çalışmaları son 24 ayda kârlılığı ve performansı artırdı, bu oran tüm sektörlerin ortalamasından 12 puan daha fazla.

 İş güçlerinin oluşturulmasına yardımcı olan teknoloji altyapılarına güveniyorlar

Araştırmaya göre enerji sektörü stratejik teknoloji yatırımının gücüne inanıyor, ancak dijital dönüşüm hedeflerini hayata geçirebilecek yeteneklere erişmeye odaklanmaları gerekiyor. KPMG tarafından hazırlanan 2023 Küresel Enerji CEO Görünümü raporu, enerji şirketlerinin yüzde 52’sinin (2022’ye göre 7 puanlık bir artış) yeteneklerini geliştirmek için çalışanlarına daha fazla yatırım yapmak istediğini ortaya koyuyor. Enerji sektöründen katılımcıların çoğu, iş güçlerinin bugüne kadar oluşturulmasına yardımcı olan teknoloji altyapılarının kabiliyetlerine güveniyor ve bazı durumlarda bu güvenleri diğer sektörlerin de ortalamasını aşıyor.

“Sektör geniş resmi göz önünde bulundurarak teknoloji yatırımlarını yapıyor”

KPMG Türkiye Enerji Sektörü Lideri Hakan Demirelli konuyla ilgili şunları söyledi: “Devam eden jeopolitik gerilimlerin, üretken yapay zekânın hızlı yükselişinin ve küresel ekonomik belirsizlik ortamının en çok etkilediği sektörden birisi enerji sektörü. Bu nedenle sektörde faaliyet gösteren şirketler geniş resmi göz önünde bulundurarak teknoloji yatırımları da yapmaya kararlı olduklarını bu anketimizde gösterdi. Bu yatırımlar, enerji şirketlerinin yenilikçi teknolojileri iyi bir şekilde kullanmasına olanak sağlıyor. Örneğin anketimiz enerji sektörünün, son 24 ayda şirketlerinin kârlılığını veya performansını artırmak için düşük kodlu/kodsuz platformları kullanma olasılığı en yüksek sektörlerden biri olduğunu ortaya çıkardı. Sektörün dijital dönüşüm projelerindeki başarısı ise doğru danışmanlık hizmetleri almaktan geçiyor. KPMG olarak biz de dijital dönüşüm alanındaki derin ve kapsamlı uzmanlığımız ile sektördeki şirketlerin uygun çözümleri başarılı bir şekilde kullanmalarına, inovasyonu artırmalarına ve daha geniş bir dijital dönüşüme başlamalarına yardımcı oluyoruz.”

Devamını oku

Bilgi Kaynakları

TÜREB ve DEHUKAM ‘Deniz Üstü Rüzgar Mevzuatı İçin İş Birliği Protokolü’ne İmza Attı

Yayın tarihi:

-

Yazar

TÜREB ve DEHUKAM

 Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) ve Ankara Üniversitesi Deniz Hukuku Ulusal Araştırma Merkezi (DEHUKAM) arasında ‘Deniz Üstü Rüzgar Enerjisi Mevzuat Çalışmaları alanında İş Birliği Protokolü’ imzalandı.

3 Nisan’da DEHUKAM’ın Ankara’daki merkezinde düzenlenen imza törenine TÜREB Başkanı İbrahim Erden, DEHUKAM Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Önel, DEHUKAM Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İsmail Demir, DEHUKAM Müdürü Mustafa Başkara, TÜREB Deniz Üstü Rüzgar Enerjisinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Ufuk Yaman ve her iki kurumun üst düzey temsilcileri katıldı.

Türkiye rüzgar sektörünün çatı kuruluşu TÜREB ile deniz hukuku ve siyaseti alanlarında ülkemizin uzman kurumlarının başında gelen DEHUKAM arasında bir iş birliği protokolü imzalandı. TÜREB Başkanı İbrahim Erden ile DEHUKAM Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Önel ve DEHUKAM Müdürü Mustafa Başkara’nın imzaladığı protokol ile her iki kurum arasında deniz üstü rüzgar enerjisi çalışmaları bağlamında mevzuat ve hukuki alanlarda karşılıklı bilgi alışverişinde bulunulacak ve çeşitli ortak proje çalışmaları yürütülecek.

TÜREB ve DEHUKAM 2TÜREB Başkanı İbrahim Erden, deniz üstü rüzgar enerjisi alanında sektörün ihtiyaç duyacağı düzenlemeleri en verimli şekilde yapma hedefiyle oluşturdukları protokol hakkında şunları söyledi: “TÜREB 32 yıl önce Bakanlar Kurulu kararıyla Türkiye’de rüzgarla ilgili yatırımların artması, insan kaynağının geliştirilmesi ve bu alanda bilgi birikimi sağlanması amacıyla kuruldu. Tabi o zaman daha dünya genelinde de henüz ticari deniz üstü uygulamaları yoktu. Danimarka’da bile ilk ticari tesisler 2000’li yılların başında hayata geçirilmeye başlandı ve özellikle 2010 sonrası yükselen bir ivmeyle deniz üstü yatırımları artmaya devam ediyor. Ülkemizin uzun ve orta vadeli stratejik enerji planlaması kapsamında deniz üstü rüzgar enerjisi hedeflerini de içeren ‘Türkiye Ulusal Enerji Planı’nın 2023 yılı Ocak ayında açıklanmasıyla paralel olarak bizim de TÜREB olarak bu alandaki yoğun çalışmalarımız başladı. Biliyorsunuz 2035 yılında 5 GW’lık bir deniz üstü rüzgar santralı hedefimiz var. Biz de bu hedef doğrultusunda paydaşlarımızla birlikte Türkiye’de deniz üstü rüzgar alanında da sağlıklı bir mevzuat altyapısını oluşturmak, güçlü bir ekosistem geliştirmek ve bilgi birikimi sağlamak adına iş birlikleri gerekiyor. DEHUKAM bu açıdan devletimizin ve akademinin deniz hukuku ve siyaseti alanında kritik birimlerini bünyesinde bulunduran çok değerli bir kurumumuz ve paydaşımız.  Dolayısıyla, bugün DEHUKAM’la imzaladığımız protokole TÜREB olarak büyük önem veriyoruz. Bu ve benzeri iş birlikleri sayesinde bu alanda ulusal ve uluslararası iş birliği imkanlarının genişleyeceğine, bilgi birikiminin artacağına ve böylece yatırımların ve sanayinin gelişeceğine inanıyoruz; bu vesileyle de DEHUKAM yönetimine iş birliğinin başlangıcı vesilesiyle teşekkür ediyoruz.”

DEHUKAM’ın özellikle deniz hukuku alanında çalışan ve araştırmacı yetiştirmeye odaklanan bir kurum olduğunun altını çizen DEHUKAM Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Önel de “TÜREB zaten kuruluş amacı dolayısıyla güçlü bir sektörel erişime ve ilgili araştırma altyapısına sahip. Yıllar önce Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız, özel sektör ve akademinin vizyonu sayesinde kurulmuş bu birliğin deniz üstü alanında da çalışmasını destekliyoruz. Biz de DEHUKAM olarak denizin dokunduğu her yerde olmak istiyoruz. TÜREB Yönetimi de bu amaçla bizimle bağlantıya geçti. DEHUKAM yönetimi olarak iş birliği ile ortak çalışmaların ülkemize ve deniz üstü rüzgar alanındaki hedeflerimize yarar sağlayacağı düşüncesiyle her iki kurum arasında deniz üstü rüzgar alanında karşılıklı bilgi alışverişi yaparak birlik ve beraberlik içerisinde çalışmayı hedefliyoruz. Protokolle deniz üstü rüzgâr enerjisi faaliyetlerinde hukuki altyapıya yönelik eğitim konularında TÜREB’e destek olarak ülkemizin bu alandaki ihtiyacını verimli bir şekilde karşılayacak çalışmalar yapmayı amaçlıyoruz” şeklinde konuştu.

Devamını oku

Trendler