Connect with us

“Batarya depolama imkânı kısa süreli rüzgâr değişkenliklerini yönetebilir”

Yayın tarihi:

-

Kalyon Holding Enerji Grup Başkanı Ata, Konya-Karapınar’da kuracakları bin megavatlık güneş enerjisi santraline depolama tesisi eklemeyi değerlendirdiklerini söyledi.

Kalyon Holding Enerji Grup Başkanı Murtaza Ata, Güney Koreli Hanwha Q-Cells ile Konya-Karapınar’da Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) ihalesi kapsamında kuracakları santrale, ilerleyen dönemlerde depolama tesisi eklemeyi planladıklarını bildirdi.

Ata, AA muhabirine yaptığı açıklamada, elektrik şebekesini dengeleyerek enerji kalitesini artıran depolama teknolojilerinin fiyatlarının son yıllarda güneş enerjisi panellerinde olduğu gibi hızla düştüğüne dikkati çekerek, gelecek 5 yılda söz konusu rakamların yaklaşık 5’te birine inmesinin beklenebileceğini söyledi.

YEKA ihalesi kapsamında ortaklarıyla birlikte Konya-Karapınar’da kuracakları bin megavatlık güneş enerjisi santraline depolama tesisi eklemeyi değerlendirdiklerini açıklayan Ata, “Konya-Karapınar’da santral faaliyete geçtikten sonraki yıllarda birkaç yüz megavatsaat kapasiteli bir elektrik depolama tesisi kurmayı da değerlendiriyoruz. Yenilenebilir enerji santralleri ancak depolama tesisleriyle termik santrallerin tam olarak yerini alabilir. Çok hızlı bir şekilde devreye girip çıkabilen bu tesislerin ciddi anlamda ekonomik faydaları olacak. Gündüz fazla üretilen elektrik bataryada rahatlıkla depolanıp gece sisteme verilebiliyor. Daha da önemlisi iletim şebekesi işletiminde eşi görülmemiş iyileşmeleri mümkün kılabilir” diye konuştu.

“300 megavatsaat depolama kapasitesi kayda değer”

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın güneş enerjisinde yapılacak ikinci YEKA yarışmasına elektrik depolama şartının da ekleneceği yönündeki açıklamasını anımsatan Ata, şöyle devam etti:

“Gelecek dönemde batarya teknolojileri yenilenebilir enerji santralleri için olmazsa olmaz hale gelecek. Bu kapsamda (ikinci güneş YEKA ihalesinde) 200-300 megavatsaat kapasiteli depolama şartı getirilmesi durumunda, şebekeye önemli bir katkı sağlanabilir. Bilindiği gibi, Türkiye Elektrik İletim AŞ, şebekenin yük dengesini sağlayabilmek için yük-al veya yük-at uygulaması yapıyor. Yine elektrik kalitesini sağlayabilmek amacıyla primer frekans kontrölü hizmetleri alıyor. Bunlar için de önemli miktarlarda bedeller ödüyor. TEİAŞ ihtiyaç duyduğu yan hizmetleri uzun vadede önemli oranda bundan sonraki güneş YEKA’lara eklenecek batarya kapasiteleri ile sağlayabilir. Türkiye’nin elektrik şebekesinde frekans kontrolü ve kritik düzey yük dengelenmesi ihtiyacı da 400-500 megavat bir emre amade güçle karşılanabilir. Bundan sonra yapılacak YEKA güneş ihaleleri için tasarlanan elektrik depolama şartıyla enterkonnekte sistemimizin ihtiyacı olan yan hizmetlerin tamamının orta vadede karşılanabileceği bir alt yapının oluşturulacağı beklentisindeyiz.”

“Batarya, rüzgâr santrallerinin pürüzsüz güç vermesini sağlıyor”

Aynı zamanda, oldukça değişken esme karakterine sahip rüzgâr santrallerinde de ani hız artışlarından kaynaklanan ilave güç üretiminin şebeke tarafından absorbe edildiğini anlatan Ata, böyle dönemlerde üretilecek ekstra gücü kesmek yerine batarya sisteminde depolayabilmenin, hem şebeke istikrarını koruyacağını hem de ek gelir sağlayacağını vurguladı.

Ata, rüzgâr santrali işleticilerinin şebekeye tutarlı güç vermesi gerektiğini ancak ani hız artışlarından dolayı şebekedeki olumsuzlukların yönetilemediğini belirterek, şunları kaydetti:

“Batarya depolama imkânı kısa süreli rüzgâr değişkenliklerini yönetebilir, santralin şebekeye pürüzsüz güç vermesini sağlayarak istikrarlı ve öngörülebilir bir işletme rejimine imkân tanır. Rüzgâr santrali bünyesinde kurulacak batarya aynı zamanda frekans düzenlemesi ihtiyacı doğduğu zamanlarda, yük değişimlerine hassas cevap verilebilme imkânı da sağlayacaktır. Rüzgâr santrali işletmecileri şebekeye karşı olan bu yükümlülüklerini yerine getiremediklerinde önemli cezai yaptırımlara maruz kalarak gelir kaybına uğrayabiliyorlar. Biz de batarya depolama ile çok büyük kurulu güçte olacak rüzgâr enerjisi portföyümüzü daha kârlı işletebilme imkânlarını değerlendiriyoruz. Bu çerçevede, rüzgâr YEKA’sı kapsamında kuracağımız santraller için de elektrik depolama planlıyoruz.”

Yollarda 60 bin megavatı bulan “mobil santraller”

Aynı zamanda giderek yaygınlaşan elektrikli otomobillerin bataryalarının da birer santral olarak kullanılabileceğine değinen Ata, “Yani bu araçların bataryaları şebekenin ihtiyacı olduğu durumlarda şebekeye elektrik verebilecek ya da şebekenin ihtiyaç fazlası elektriği aracın bataryasının doldurulması için kullanabilecek. Buna ‘vehicle-to-grid’ (V2G) deniyor ve pratik uygulamaya geçilecek günler çok uzak değil. Bir aracın günde ortalama 2-3 saat trafikte olacağı ve kalan 21-22 saat şebekeye bağlı kalabileceği dikkate alındığında 10 milyon ‘mobil santralimiz’ olabilir. Bu da hesaplandığında neredeyse emre amade 60 bin megavatlık bir kurulu güce karşılık geliyor. Dolayısıyla, 2040’tan sonra bambaşka bir dönem yaşıyor olacağız artık.” değerlendirmesinde bulundu.

Ata, Türkiye’deki elektrikli araç sayısının 2040’ta 10 milyonu aşmasının beklendiğini sözlerine ekledi. (Kaynak: AA)

Bilgi Kaynakları

Enerji sektörü zorluklara rağmen teknoloji yatırımlarını sürdürmeye kararlı

Yayın tarihi:

-

Yazar

Enerji sektörü zorluklara rağmen teknoloji yatırımlarını sürdürmeye kararlı

Enerji sektörünün büyüme için teknoloji yatırımlarına önem verdiğini ortaya koyan KPMG’nin “Küresel Teknoloji Raporu 2023: Enerji Sektörü Görünümü” araştırmasına göre enerji sektörü yöneticilerinin yüzde 72’si siber güvenliği de içeren dijital dönüşüm çalışmalarının son 24 ayda kârlılığı ve performansı artırdığını belirtti. Bu oranın diğer sektörlerin ortalamasından 12 puan daha fazla olması da dikkat çekti.

KPMG’nin 16 ülke ve dokuz sektörden 2.100 yöneticiyle yaptığı ankete dayanan yeni “Küresel Teknoloji Raporu 2023: Enerji Sektörü Görünümü” araştırması enerji şirketlerinin teknolojileri pazarlarındaki zorlukların üstesinden gelmek için kullanabilecekleri bir can simidi olarak gördüklerini ortaya çıkardı. Anket, enerji sektörünün pazardaki zorluklara rağmen teknoloji yatırımlarını sürdürmeye kararlı olduğunu ortaya koydu.

Ankete göre enerji sektörü katılımcıların yüzde 61’i düzenleme ve güvenliği dijital dönüşümün “ana tetikleyicisi” olarak görüyor. Yüzde 80’i teknoloji biriminin yeni teknolojilerin potansiyelini yönetim kuruluna daha iyi anlatması gerektiğini söylüyor. Yüzde 39’u yetenek eksikliğini dönüşümün ilerlemesinin önündeki en olası engel olarak görüyor. Yüzde 84’ü kurumlarının mevcut teknolojiyi kullanarak ESG (çevresel, sosyal, yönetişim) taahhütlerini ilerletebileceğinden emin. Yüzde 85’i ise mevcut teknoloji yapılarını kullanarak verimliliklerini artırabileceklerini ve maliyetleri azaltabileceklerini ifade ediyor.

Sektör aynı zamanda teknoloji inovasyonuna bağlı risklerin de farkında. Araştırmaya göre, enerji sektöründen katılımcılar; güven, güvenlik, gizlilik ve esnekliği teknolojik çözümlerine entegre etme konusunda kurumlarının daha proaktif olması gerektiğini tüm sektörlerin ortalamasından 8 puan daha fazla belirtiyor. Ancak sektör, ilerlemenin önünde engellerle de karşılaşıyor. Örneğin araştırma, enerji sektörünün yapay zekâ (AI) uzmanlığı eksikliğinin inovasyon yapma ve rekabetçi kalma kabiliyetlerini etkileyebileceğini söyleyenlerin diğerlerine göre daha yüksek olduğunu da ortaya koyuyor.

 Güvenlik endişeleri gündemin ilk sırasında

Hem düzenleyici kurumlar hem de tüketiciler enerji şirketlerini yakından izlediklerinden araştırmaya katılan enerji yöneticileri düzenleyici yükümlülükler ve güvenlik endişelerini dijital dönüşümlerinin en önemli tetikleyicileri olarak görüyor. Ayrıca, daha güçlü veri gizliliği veya siber güvenliğin hayata geçirdikleri dijital dönüşüm projeleri üzerinde en etkili kullanıcı beklentileri olduğunu da söylüyorlar. Enerji yöneticilerinin yüzde 72’sine göre, siber güvenliği içeren dijital dönüşüm çalışmaları son 24 ayda kârlılığı ve performansı artırdı, bu oran tüm sektörlerin ortalamasından 12 puan daha fazla.

 İş güçlerinin oluşturulmasına yardımcı olan teknoloji altyapılarına güveniyorlar

Araştırmaya göre enerji sektörü stratejik teknoloji yatırımının gücüne inanıyor, ancak dijital dönüşüm hedeflerini hayata geçirebilecek yeteneklere erişmeye odaklanmaları gerekiyor. KPMG tarafından hazırlanan 2023 Küresel Enerji CEO Görünümü raporu, enerji şirketlerinin yüzde 52’sinin (2022’ye göre 7 puanlık bir artış) yeteneklerini geliştirmek için çalışanlarına daha fazla yatırım yapmak istediğini ortaya koyuyor. Enerji sektöründen katılımcıların çoğu, iş güçlerinin bugüne kadar oluşturulmasına yardımcı olan teknoloji altyapılarının kabiliyetlerine güveniyor ve bazı durumlarda bu güvenleri diğer sektörlerin de ortalamasını aşıyor.

“Sektör geniş resmi göz önünde bulundurarak teknoloji yatırımlarını yapıyor”

KPMG Türkiye Enerji Sektörü Lideri Hakan Demirelli konuyla ilgili şunları söyledi: “Devam eden jeopolitik gerilimlerin, üretken yapay zekânın hızlı yükselişinin ve küresel ekonomik belirsizlik ortamının en çok etkilediği sektörden birisi enerji sektörü. Bu nedenle sektörde faaliyet gösteren şirketler geniş resmi göz önünde bulundurarak teknoloji yatırımları da yapmaya kararlı olduklarını bu anketimizde gösterdi. Bu yatırımlar, enerji şirketlerinin yenilikçi teknolojileri iyi bir şekilde kullanmasına olanak sağlıyor. Örneğin anketimiz enerji sektörünün, son 24 ayda şirketlerinin kârlılığını veya performansını artırmak için düşük kodlu/kodsuz platformları kullanma olasılığı en yüksek sektörlerden biri olduğunu ortaya çıkardı. Sektörün dijital dönüşüm projelerindeki başarısı ise doğru danışmanlık hizmetleri almaktan geçiyor. KPMG olarak biz de dijital dönüşüm alanındaki derin ve kapsamlı uzmanlığımız ile sektördeki şirketlerin uygun çözümleri başarılı bir şekilde kullanmalarına, inovasyonu artırmalarına ve daha geniş bir dijital dönüşüme başlamalarına yardımcı oluyoruz.”

Devamını oku

Bilgi Kaynakları

TÜREB ve DEHUKAM ‘Deniz Üstü Rüzgar Mevzuatı İçin İş Birliği Protokolü’ne İmza Attı

Yayın tarihi:

-

Yazar

TÜREB ve DEHUKAM

 Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) ve Ankara Üniversitesi Deniz Hukuku Ulusal Araştırma Merkezi (DEHUKAM) arasında ‘Deniz Üstü Rüzgar Enerjisi Mevzuat Çalışmaları alanında İş Birliği Protokolü’ imzalandı.

3 Nisan’da DEHUKAM’ın Ankara’daki merkezinde düzenlenen imza törenine TÜREB Başkanı İbrahim Erden, DEHUKAM Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Önel, DEHUKAM Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İsmail Demir, DEHUKAM Müdürü Mustafa Başkara, TÜREB Deniz Üstü Rüzgar Enerjisinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Ufuk Yaman ve her iki kurumun üst düzey temsilcileri katıldı.

Türkiye rüzgar sektörünün çatı kuruluşu TÜREB ile deniz hukuku ve siyaseti alanlarında ülkemizin uzman kurumlarının başında gelen DEHUKAM arasında bir iş birliği protokolü imzalandı. TÜREB Başkanı İbrahim Erden ile DEHUKAM Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Önel ve DEHUKAM Müdürü Mustafa Başkara’nın imzaladığı protokol ile her iki kurum arasında deniz üstü rüzgar enerjisi çalışmaları bağlamında mevzuat ve hukuki alanlarda karşılıklı bilgi alışverişinde bulunulacak ve çeşitli ortak proje çalışmaları yürütülecek.

TÜREB ve DEHUKAM 2TÜREB Başkanı İbrahim Erden, deniz üstü rüzgar enerjisi alanında sektörün ihtiyaç duyacağı düzenlemeleri en verimli şekilde yapma hedefiyle oluşturdukları protokol hakkında şunları söyledi: “TÜREB 32 yıl önce Bakanlar Kurulu kararıyla Türkiye’de rüzgarla ilgili yatırımların artması, insan kaynağının geliştirilmesi ve bu alanda bilgi birikimi sağlanması amacıyla kuruldu. Tabi o zaman daha dünya genelinde de henüz ticari deniz üstü uygulamaları yoktu. Danimarka’da bile ilk ticari tesisler 2000’li yılların başında hayata geçirilmeye başlandı ve özellikle 2010 sonrası yükselen bir ivmeyle deniz üstü yatırımları artmaya devam ediyor. Ülkemizin uzun ve orta vadeli stratejik enerji planlaması kapsamında deniz üstü rüzgar enerjisi hedeflerini de içeren ‘Türkiye Ulusal Enerji Planı’nın 2023 yılı Ocak ayında açıklanmasıyla paralel olarak bizim de TÜREB olarak bu alandaki yoğun çalışmalarımız başladı. Biliyorsunuz 2035 yılında 5 GW’lık bir deniz üstü rüzgar santralı hedefimiz var. Biz de bu hedef doğrultusunda paydaşlarımızla birlikte Türkiye’de deniz üstü rüzgar alanında da sağlıklı bir mevzuat altyapısını oluşturmak, güçlü bir ekosistem geliştirmek ve bilgi birikimi sağlamak adına iş birlikleri gerekiyor. DEHUKAM bu açıdan devletimizin ve akademinin deniz hukuku ve siyaseti alanında kritik birimlerini bünyesinde bulunduran çok değerli bir kurumumuz ve paydaşımız.  Dolayısıyla, bugün DEHUKAM’la imzaladığımız protokole TÜREB olarak büyük önem veriyoruz. Bu ve benzeri iş birlikleri sayesinde bu alanda ulusal ve uluslararası iş birliği imkanlarının genişleyeceğine, bilgi birikiminin artacağına ve böylece yatırımların ve sanayinin gelişeceğine inanıyoruz; bu vesileyle de DEHUKAM yönetimine iş birliğinin başlangıcı vesilesiyle teşekkür ediyoruz.”

DEHUKAM’ın özellikle deniz hukuku alanında çalışan ve araştırmacı yetiştirmeye odaklanan bir kurum olduğunun altını çizen DEHUKAM Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Önel de “TÜREB zaten kuruluş amacı dolayısıyla güçlü bir sektörel erişime ve ilgili araştırma altyapısına sahip. Yıllar önce Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız, özel sektör ve akademinin vizyonu sayesinde kurulmuş bu birliğin deniz üstü alanında da çalışmasını destekliyoruz. Biz de DEHUKAM olarak denizin dokunduğu her yerde olmak istiyoruz. TÜREB Yönetimi de bu amaçla bizimle bağlantıya geçti. DEHUKAM yönetimi olarak iş birliği ile ortak çalışmaların ülkemize ve deniz üstü rüzgar alanındaki hedeflerimize yarar sağlayacağı düşüncesiyle her iki kurum arasında deniz üstü rüzgar alanında karşılıklı bilgi alışverişi yaparak birlik ve beraberlik içerisinde çalışmayı hedefliyoruz. Protokolle deniz üstü rüzgâr enerjisi faaliyetlerinde hukuki altyapıya yönelik eğitim konularında TÜREB’e destek olarak ülkemizin bu alandaki ihtiyacını verimli bir şekilde karşılayacak çalışmalar yapmayı amaçlıyoruz” şeklinde konuştu.

Devamını oku

Bilgi Kaynakları

Rüzgar enerjisi 2023’te kritik eşikleri aşarak rekorlar kırıyor; GWEC, büyüme tahminini revize ediyor

Yayın tarihi:

-

Yazar

Küresel Rüzgar Enerjisi Konseyi (GWEC)

Bir önceki yıla kıyasla yaklaşık %50’lik bir artış yakalayan yenilenebilir enerji kaynakları, 510 GW’lık yeni kurulumla 2023 yılında rekor kırıyor. 40 yıllık birikimin ardından 1 TW kurulu güce 2023 yılında ulaşan küresel rüzgar enerjisi, 2023’te bir önceki yıla göre %50’lik bir artışla rekorlar kırarak kapasitesine 106 GW kara rüzgarı ve 10,8 GW deniz üstü rüzgar kurulumu ekliyor. Bugün 2024 Küresel Rüzgar Raporu’nu paylaşan Küresel Rüzgar Enerjisi Konseyi (GWEC), 2024-2030 büyüme tahminini (1210GW) %10 yukarı yönlü revize ediyor. 2030 hedefleri için yıllık rüzgar enerjisi kurulumlarının 10 yıl içinde mevcut 117 GW seviyesinden en az 320 GW’a çıkarak 3 kattan fazla artması gerektiğini açıklayan GWEC, konuyla ilgili atılması gereken adımlara raporda detaylı bir şekilde yer veriyor:

GWEC GLOBAL WIND REPORT 2024

Devamını oku

Trendler